Esas sözleşmenin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararlarının iptali
Hakimin, genel kurul yerine geçerek düzenlemeye karar vermesi
Yargıtay 11. hukuk dairesi e:2014/8440, k:2014/16410
- Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 6102 Sayılı TTK'nın 493. maddesinde borsaya kote edilmemiş nama yazılı senetlerin devrine ilişkin ret sebeplerinin sayıldığı, 7. fıkrada esas sözleşmenin devredilebilirlik şartlarının ağırlaştırılamayacağının hükme bağlandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, şirket ana sözleşmesinin 7. maddesinde Yönetim Kurulunun hiçbir gerekçe göstermeksizin pay devrine muvafakat etmeme yetkisine sahip olduğu tadiline ilişkin 24.06.2013 tarihli genel kurulun 2 nolu kararının iptaline karar verilmiştir.
- Dava, genel kurul kararı iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı şirketin anasözleşmesinin 7. maddesinin tadiline ilişkin genel kurulun 24.06.2013 tarih ve 2 sayılı kararı kısmen iptal edilmiş, yönetim kurulunun hiçbir gerekçe göstermeksizin payların devrine muvafakat etmemek yetkisine sahip olduğu yönündeki kısmın madde metninden çıkartılmasına karar verilmiştir. Ancak, genel kurul kararı iptali istemiyle açılan bu tür davalarda hakim, genel kurulun iradesi yerine geçmek suretiyle ana sözleşme hükmünün belli bir şekilde olması gerektiğine karar veremez. Bu itibarla, mahkemece genel kurulda anasözleşmenin değiştirilen hükmünün iptal koşullarının mevcut olup olmadığının incelenmesi, iptal koşullarının bulunması halinde ise maddenin iptali ile yetinilmesi gerekirken, genel kurul iradesi yerine geçilmek suretiyle hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir.
Devredilebilirlik şartlarını ağırlaştırılması
Yargıtay 11. hukuk dairesi e:2016/10119, k:2018/2628
- şirket esas sözleşmesinin yeni TTK'ye uyumlu hale getirilmesi bakımından esas sözleşme hükümlerinin tadil edilip yeni halinin görüşülüp karara bağlanması gündemi ile toplanıldığı ve esas sözleşmenin 7.maddesinin değiştirildiği ancak bu değişikliğin 6102 sayılı TTK'nin 493. maddesinde borsaya kote edilmemiş nama yazılı payların devrine ilişkin red sebeplerine dair yapılan düzenlemede 4 fıkra halinde red sebeplerinin düzenlendiği ve 493/son fıkrada (esas sözleşme devredilebilirlik şartlarını ağırlaştıramaz) hükmüne yer verildiği, bu durum karşısında belirtilen düzenleme şekli ile devralanın onay talebinin reddi imkanının yönetim kuruluna verilmesinin, Yasa'nın amacına aykırı bir düzenleme niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hisse devrinin zorlaştırılması
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi E:2014/17122 K:2015/2152
- Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu genel kurul toplantısında ana sözleşmenin 8.maddenin değiştirilmesine karar verildiği ve bu madde ile hisse devrinin yapılması zorlaştırılarak, diğer hissedarlara ön alım hakkı getirildiği, bu şekilde hisse sahibinin serbestçe hissesini devretmesinin önü kapatıldığı, anonim şirketlerde hissenin kolayca devredilmesinin, şirkete giriş çıkışın diğer hissedarların onayına bağlı olmamasının esas olduğu, yapılan bu değişiklik ile bu şekilde hisse devri yapılmasının imkansız hale getirildiği, bu durumun dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, ayrıca dava konusu kararın TTK'nın 490. maddesine de aykırı olduğunu, TTK'nın 492.maddesinde nama yazılı payların ancak şirketin onayı ile devredilebileceğinin esas sözleşmede kararlaştırabileceği hüküm altına alınmış olmasına karşın dava konusu kararla bu maddede belirtilen onaydan çok daha ileri bir sınırlama getirilerek, adeta hisse bedelinin belirlenmesinin şirketin insiyatifine bırakıldığı, hisse sahibinin alıcısını bulması halinde daha yüksek bir bedele satma hakkının elinden alındığı, bu durumun açıkça mülkiyet hakkının gereği olan tasarruf hakkına da müdahale niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı şikretin 15/08/2013 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının esas sözleşme değişikliğine ilişkin 8.maddesinin iptaline karar verilmiştir.
- Ancak 6102 sayılı TTK'nın “borsaya kota edilmemiş nama yazılı paylar” başlıklı 493/1. maddesinde şirketin, esas sözleşmede öngörülmüş önemli bir sebebi ileri sürerek veya devredene, paylarını, başvurma anındaki gerçek değeriyle, kendi veya diğer pay sahipleri ya da üçüncü kişiler hesabına almayı önererek, onay istemini reddedebileceği düzenlenmiştir. Bu maddeyle anonim şirkete, devre konu olan pay senetlerini gerçek değer üzerinden devralma önerisinde bulunabilme olanağı tanınması, şirkete haklı sebepler yanında sağlanmış, uygun görmediği devirlerden kurtulabilme olanağıdır. Bu suretle şirketin yabancılaşması veya niteliklerini kaybetmesinin önlenmesi amaçlanmıştır. Şirketin bu olanağı kullanabilmesi için ana sözleşmede hüküm bulunmasına gerek yoktur.
Subjektif olarak kullanılabilecek ortaklıktan çıkarma düzenlemesi
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E:2014/15948, K:2015/2748
- esas sözleşmeye 18. madde eklenmesinin öngördüğünü, söz konusu esas sözleşme değişikliği ile ortaklar genel kuruluna şirket menfaatlerine aykırı davranan ortak veya şirket tarafından hakkında icra takibi yapılan ortak için ortaklıktan çıkarma yetkisi tanındığını, ancak bu yetkinin sübjektif olarak uygulanabilecek bir mahiyete ve keyfiyete açık olduğunu, ayrıca iptali istenen esas sözleşme değişikliğinin oybirliği ile karara bağlanması gerektiğini ileri sürerek, dava konusu ortaklar genel kurulu kararının butlanına veya iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
- genel kurulda alınan kararların subjektif nitelik taşıması ve iyiniyet kurallarına aykırı bulunmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
İmtiyazın hisseye değil de kişiye verilmesi
İstanbul bölge adliye mahkemesi 43. hukuk dairesi esas: 2020/184 karar: 2021/237
- Esas sözleşmenin yönetim kurulunun belirlenmesine ilişkin maddesinde aday önerme hakkı imtiyazı kanunun öngördüğü şekilde yalnızca belirli bir grup oluşturan pay sahipleri, belirli pay grupları ve azlıka verilebilecekken ismen belli şirket ortaklarına verilmiş olması kanuna açıkça aykırıdır. Her ne kadar ileri sürülen bir kısım doktrinsel görüşte doğrudan ismen aday önerme yetkisi verilebileceği savunuluyor ise de, Türk Ticaret Kanununun 360 ıncı maddesinin birinci fıkrasındaki sınırı aşsa bile müktesep hak sayılacağı kabul edilen tek düzenleme 6103 sayılı TTKnın Yürülük Kanununun 28/2. maddesindeki 6762 sayılı eski Kanun zamanında ve Türk Ticaret Kanununun kabul edilmesinden en az bir yıl önce esas sözleşme hükmü ile bazı pay gruplarına tanınmış olan yönetim kurulu üyeliği için aday gösterme hakkına ilişkin düzenlemedir. Bunun dışında TTKnın 360/1. Maddesindeki sınırı aşan hiçbir aday gösterme hakkı bir imtiyaz olmayacağı gibi bir müktesep(akdi) hak olarak da değerlendirilemez. Bunun yanı sıra TTKnın 357. Maddesine göre, pay sahipleri eşit şartlarda eşit işleme tabi tutulmalıdır. Davacı/birleşen dosya davalısı ...nin sadece iki gerçek kişi ortağı kalmış olup bunlar ... ve ...dür. Bu iki ortağın sermaye payları da eşittir. Buna karşın değiştirilen 11. Madde ile ...e yönetim kuruluna aday olma veya 1 (bir) aday önerme hakkı verilmiştir. Aynı oranda sermayeye sahip gerçek kişi ortaklar arasında eşitliği bozan bu uygulamanın haklılığını gösterir herhangi bir delile rastlanmamıştır.